Kartal’da Yukarı, Petrol İş ve Kordonboyu mahallelerinin bir bölümünü kapsayan alan, 2013 yılında ilçe belediyesinin talebi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından “riskli alan bölgesi” ilan edildi. 13 hektarlık alan 12 adaya bölünürken, yetki verilen Kartal Belediyesi’nin 2016, 2018 ve 2020 yıllarında hazırladığı imar planları, bakanlık tarafından imar mevzuatına ve planlama ilkelerine uygun olmadığı gerekçesiyle iade edildi.
TOPLAM 140 BİN METRE KARE
Kartal Baba Alt Geçidi ile Umut Hastanesi arasında kalan bölgenin yanı sıra, Kızılay Bulvarı’nın sağ ve sol girişlerindeki alanın da dahil edildiği riskli alan bölgesinin imar planları 29.11.2022 tarihinde bakanlık tarafından onaylandı. Daha sonra yapılan değişikliklerle birlikte bölgenin 1/1500 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı, son olarak 14.04.2023 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanarak kesinleşti.
İTİRAZ MAHKEMEYE TAŞINDI
Bölgede yaklaşık 11 bin civarında vatandaşı yakından ilgilendiren ve toplamda 140.180,09 metrekare alan içinde 2.455 bağımsız bölümün bulunduğu merkez projelerine semt sakinleri itiraz etti. Aralarında Sağlık Bakanlığı’nın da bulunduğu resmi kurumların itirazlarının da reddedildiği imar planlarının iptali için mülk sahiplerinden Avukat Aydın Şükür yargının kapısını çalarak söz konusu planların iptalini istedi. Davacılar, 12. İdare Mahkemesi’ne açtıkları davada; alanın kayalık zeminden oluştuğunu, yapı stokunun eski olmasına rağmen dayanıklı olduğunu ve bölgenin risk değil rant değerinin yüksek olduğu için seçildiğini öne sürdüler. Ayrıca, plan yapma yetkisi verilen Kartal Belediyesi’ne iade edilen projelerden sonra bakanlık tarafından onaylanan imar planlarının 6306 sayılı kanunun yanı sıra 5393 sayılı Belediye Kanunu’na aykırı olduğunu belirten dava dilekçesinde, bakanlık tarafından onaylanan imar planlarının “sakat” olduğuna dikkat çektiler. Eski yerleşim alanı olan bölgede uygulanacak olan yeni projelerle mahallelerin tarihi ve kültürel dokusunun yok edilerek demografik yapısının bozulacağını, ölçülülük ilkesine aykırı davranılarak hak sahiplerinin kazanılmış haklarının bir idari kararla yok edildiğini öne sürdüler.
BİLİRKİŞİ RAPORU AÇIKLANDI
Davacıların imar planlarının iptali yönünde açtıkları dava ile ilgili olarak Kartal Belediyesi, bölgede yakın zamanda yaşanabilecek bir deprem veya yapı çökmesi halinde telafisi mümkün olmayacak faciaların yaşanabileceğini belirterek davanın reddini istedi. Mahkeme heyeti bölgede bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden üç öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyeti, dava hakimi Adem Keleş başkanlığında 21 Mayıs 2025 tarihinde riskli alan üzerinde inceleme gerçekleştirdi.
ŞEHİRLEŞMEYE UYGUN DEĞİL
Belediye ve bakanlık eliyle gerçekleştirilen imar planı değişikliklerini şehirleşme kurallarına aykırı bulan bilirkişi heyeti çarpıcı tespitlerde bulundu. Konut + ticaret alanı olarak belirlenen Etap ve Etap 2 alanına turizm fonksiyonunun eklenmesi, ulaşım sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerinin alınmadığını ortaya çıkardı. Önerilen ticaret + turizm + konut fonksiyonlarının bölgenin plan bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğunu belirten heyet, 6306 sayılı kanunun verdiği yetkinin kamu kurum ve kuruluşlarından görüş alınmasını ortadan kaldırmadığını vurguladı. İmar planı çalışmalarında Mekânsal Yapım Yönetmeliği’nin de ihlal edildiğini raporlayan bilirkişi, planların analiz ve bilimsel çalışmalardan uzak, tüm işlemlerin idari tasarruf çerçevesinde gerçekleştirildiğini ortaya koydu. Ada bazında gerçekleştirilecek olan dönüşümle emsal değerinin 0,75’e kadar çıkabileceğine dikkat çeken bilirkişi heyeti, bu durumun bölgede trafik ve yapı yoğunluğunu artırıcı nitelikte olduğunu belirtti. Ayrıca getirilen yeni fonksiyonların bölge üzerinde baskı oluşturduğu ve çevre donatı alanlarıyla uyumsuz bir yapılaşmanın ortaya çıkabileceğini değerlendirdiklerini ifade etti.
RADİKAL DÖNÜŞÜM YAPILIYOR
Radikal bir şekilde gerçekleştirilecek olan dönüşümün bölgenin karakterini temelden değiştireceğini belirten bilirkişi heyeti, yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarının ana amacına aykırı biçimde yürütüldüğünü vurguladı. Raporda, afete öncelik veren herhangi bir kararın bulunmadığına dikkat çekilerek, dava konusu imar planlarının şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı kanaatine varıldığı belirtildi. Bilirkişi heyeti hazırladığı raporu İstanbul 12. İdare Mahkemesine teslim etti.